Kentsel Dönüşüm ve Bimsblok

Başta İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nde olmak üzere kent planlamanın gündemine giren ve giderek önemli bir yer kazanan kentsel yenileme; yerel ekonomiye ait dinamikleri harekete geçirerek fiziksel ve sosyal yönlerden çöküntü sürecine girmiş kentsel alanları yeniden yaşanabilir yerler haline getirmeyi ve kente yneiden kazandırmayı hedefleyen bir kent planlama ve kentsel koruma yaklaşımıdır.

 Kentsel dönüşüm bir kentin günümüz yaşam standartlarının gerisinde kalan tüm alanlarda karşılaşılan sorunları çözmek için ekonomik, toplumsal ve makansal anlamda gerçekleştirilen her türlü müdahaleyi kapsamaktadır. Kentsel dönüşüm kavramı; yeniden canlandırma, koruma, yenileme, sağlıklaştırma gibi müdahale yöntemlerinide içinde barındırmaktadır.

Dönüşüm alanları; gecekondu ve aşırı yoğunlukta kaçak apartman alanları, doğal afet (Deprem, sel, heyelan vs.) riski yüksek olan alanlar ile eski fabrika ve limanlar gibi kentsel çöküntü alanları, tarihi yapı stokunun yoğun olduğu ve köhneme sürecine girmiş kent merkezi alanlar ve ekonomik ömrünü doldurmuş kentsel alanlar olarak tanımlanabilir.

 Bilindiği gibi, ülkemizde konut stoku 20 milyon civarındadır. Buj stokun yaklaşık 5 milyon adedi 1999 depreminden sonra yapılmış olduğu resmi kaynaklarda yer alan bulgular dahilindedir. Bu 5 milyon yapı, 1999 yılından sonra yürürlüğe giren yönetmeliklere uygun olarak yapıldığı düşünüldüğünde, bu binalar depreme dayanıklı inşa edilmiş binalar olarak nitelendirilebilmektedir. Bu süreçte, yapılan binalarda yapı malzeme kullanımları açısından genel olarak irdelendiğinde, pek çok yapı malzemesi bu binaların yapımında uygulamalarda yer bulmakta zorlandığı da çoğunlukla tecrübe edinilmiştir.

Bimsblok olarak üretilen hafif yapı elemanı kağir bloklar, gerek birim ağırlıklarının düşüklüğü, yönetmeliklere uygunluğu, gerek yüksek enerji verimlilik performansı ve gerekse deprem yüklerine karşı sergilediği yüksek dayanım karakteristiği sebebiyle çoğu uygulama projelerinde tercih sebebi olmuş ve binalarda bimsblok kullanım oranı önemli ölçeklerde hacim artışı sergilemiştir. 1999 yılında dinyadaki global kirizin de etkisiyle Türkiye’de binalarda bimsblok kullanım oranı %8 dolayında iken, 1999 yılından sonra yeni yönetmeliklerin oluşturduğu dinamik etkiyle ortalama %16’lık bir büyüme ile bugün ülkemizdeki binalarda bimsblok kullanım oranı %24 oranlarına ulaştığı görülebilmektedir. Bu gelişme trendi, böylesine önemli bir süreçte bimsblok elemanların depremsellik ve aynı zamanda binalarda enerji veirmliliğine sağladığı katma değerin de önemli bir göstergisi olmaktadır.